1995 yılının yaz günlerinden birinde Turgut Çeviker beni telefonla aradı. Tanışmıyorduk ama birbirimizi ismen biliyorduk. Bana, “Güldiken" adlı bir dergiden haberim olup olmadığını sordu. Cevabımın olumsuz olması üzerine, aydınların ilgisizliğine ilişkin uzun bir nutuk dinledim, bunun arkasından mizah üzerine çok zevkli bir sohbet yaptık, sonunda benden bu dergide “başyazı” yazmamı istedi. Mizahı severim, ama mizah yazısı yazmak... hiç düşünmemiştim. Cahil cesareti, sonunda razı oldum ve Güldiken’in 8. sayısında başlayan bu macera, her sayıyı kapsar bir şekilde hâlâ sürüyor. Bundan gurur duyuyorum.
Dostu olmakla övündüğüm Turgut Çeviker, Türkiye’nin önde gelen karikatür tarihçisi ve yorulmak bilmeyen mizah araştırmacısıdır. Güldiken dergisini tam anlamıyla tek başına çıkartır. İnanılmaz sıkıntılara göğüs gerer ve sonunda küçük bir tirajla yetinmek zorunda kalır. Magazin dergilerini kapışan insanlarımız, bu derginin yanından bile geçmezler...

---